Sürdürülebilir Ormancılık
Sürdürülebilir Ormancılık;
Sürekli gelişimi desteklemek amacıyla çevresel açıdan hassas malların ihracatının takibi ile ilgili programlara öncülük etmiştir. Sürdürülebilir Ormancılık adı altında SGS şimdi de bu programların kapsamını, orman kaynaklarının yönetimi ve yararlanma çevriminin bağımsız denetimi, takibi ve belgelendirmesini de içerecek şekilde genişletmektedir. Örneğin, kereste ile ilgili tam bir akış kontrol sistemi, denetim uzmanlarını, ithalatları, transit ve yurtiçi ticari akışları kapsayabilir.Kanunların uygulanmasının desteklenmesi ve sürdürülebilir bir kaynak yönetiminin ve ticaretin geliştirilmesi için, bir yandan hem kamu sektörünün hem de özel sektörün önemli ekonomik çıkarlarını korurken diğer yandan da orman kaynaklarını uzun vadede koruyan kapsamlı bir program dizayn edilebilir.
SGS’in sürdürülebilir orman yönetimine yönelik yeni kamu/özel ortaklık yaklaşımı ve uluslararası kereste ticaretindeki şeffaflığı, kanunlara uyumluluğun gönüllü, piyasanın yönlendirdiği orman belgelendirme faaliyetlerinin teşvik edilmesiyle birlikte uygulanmasını sağlar.
Kanunlara uyum, şirketlerin yasal şartlara uyup uymadıklarının kontrolünü kapsamaktadır. ‘Yasal Kerestenin Bağımsız Olarak Onaylanması’, hükümetlerin orman kanun ve yönetmeliklerine tüm ülke veya belirli bir bölgede uyulmasını temin etmelerinde yardımcı olabilir.
Gönüllü Orman Sertifikasyonu, sürdürülebilir orman yönetimi uygulamalarını, bağımsız bir orman yönetimi belgesi ve emanet belgesi zinciri vasıtasıyla geliştirir. Belgelendirme, şirketlerin sürdürülebilir bir orman yönetiminin temin edilmesine yönelik olarak yasal uyumluluğun bir adım ötesine geçmiş olduklarını göstermelerine imkan sağlayan bir piyasa mekanizmasıdır. Şirketlere kereste ürünlerini, müşterilerini ürünlerin iyi yönetilmekte olan ormanlardan elde edilmiş olduğu konusunda temin ederek pazarlamalarına yardımcı olur.
Uluslararası ormancılık sektörü, dünyanın doğal kaynaklarının korunması ve kullanımına ilişkin olarak sürdürülebilir geliştirme konseptinin geliştirilerek iyileştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sürdürülebilir orman yönetiminin bileşenleri üzerindeki küresel bir fikir birliğine,
1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janerio şehrinde düzenlenen ilk BM “Dünya Zirvesi”nde ulaşılmıştır. Bu, “sürdürülebilirlik” iddialarının herhangi uluslararası olarak kabul edilmiş bir tanımla bağlantılı olmadığı metal, plastik ve beton gibi diğer malzemeleri besleyen sektörlere zıttır. 1992 Dünya Zirvesinde uluslararası topluluk, aşağıdaki ifadelere yer veren “Tüm Orman Türlerinin Yönetimi, Korunması ve Sürdürülebilir Gelişimi Üzerinde Fikir Birliğine Varılmasına Yönelik, Hukuksal Bağlayıcılığı Olmayan Yetkisel Bir Prensip Beyanı” üzerinde anlaşmıştır:“
Orman kaynakları ve orman arazilerinin, mevcut ve gelecek nesillerin sosyal, ekonomik, ekolojik, kültürel ve ruhsal ihtiyaçlarının karşılanması için sürdürülebilir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Bu ihtiyaçlar, ahşap ve ahşap ürünleri, su, yiyecek, yem, ilaç, yakıt, barınak, istihdam, eğlence, vahşi yaşam için habitat, tabiat çeşitliliği, karbon gömülüm ve rezervuarlar, vb. orman ürün ve hizmetlerine yöneliktir. Ormanları havada dolaşan kirlilik, yangın, haşerat ve hastalık gibi kirlenmenin tehlikeli etkilerinden korumak için, tam çoklu değerlerinin korunması amacıyla uygun tedbirler alınmalıdır.”.
BM’nin sürdürülebilir ormancılık tanımı nasıl uygulamaya konuyor?BM Dünya Zirvesi’nin sürdürülebilir orman yönetimi (SFM) tanımının iki boyutu vurgulanmalıdır:SFM, dinamik bir konsepttir: zaman ve mekanlara göre değişkenlik gösterecek “mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarına” özel bir önem gösterilmektedir. Zengin batı toplumlarının ormanlardan “ihtiyaçları” (ki bunun dağ bisikletine binme ya da kuş gözlem gibi eğlenceleri içermesi de mümkündür), gelişmekte olan ülkelerin fakir toplumlarının “ihtiyaçlarından” farklı olması mümkündür (bunlar arasında da yiyecek ve yakıt bulmayı saymak mümkündür).
SFM, değiş-tokuş içermektedir: tek bir orman yönetim birimindeki ormanlar üzerindeki taleplerin tamamının karşılanması nadiren gerçekleşen bir olaydır. Örneğin belirli bir alandaki ticari kereste hasadının azami düzeye çıkarılmasına yönelik çabalar, ormanın korunması açısından bir orta nokta bulunmasını gerektirecek, bu durumun tersi de geçerli olacaktır. Bu husus, genellikle tabiat seviyesinde faaliyet gösteren sınır ve planlama düzenleri ile ele alınmaktadır. Burada bazı orman alanları biyolojik çeşitlilik, toprak ve havzanın korunması açısından kenara ayrılırken, diğerleri ise eğlence ve sürdürülebilir kereste, yakıt ve diğer orman ürünlerinin çıkarılması için ayrılmaktadır. Bu hususlar için 1992 tarihli Dünya Zirvesi, Birleşmiş Milletler kuruluşlarının başını geçtiği sürekli bir küresel politik süreç başlatmıştır ve aşağıdaki amaçlar gözetilmiştir:
Geniş küresel SFM prensiplerinin geliştirilmesi ve bölgesel olarak uygun bir dizi kriter ve göstergeye (C&I) uyarlanması. İlgili süreçler arasında Pan Avrupa süreci, Montreal Süreci (ABD’de olanlar da dahil olmak üzere, Avrupa dışındaki ılıman ve boreal ormanları kapsamaktadır) ve ITTO süreci (tropikal ormanları kapsamaktadır) sayılabilir. fikir birliği oluşturan çeşitli danışmalı işlemler aracılığıyla ulusal seviyedeki uygulama için SFM kriterleri ve göstergelerinin (C&I) iyileştirilmesi.SFM C&I’ya uyumun izlenmesi ve ölçülmesine yönelik sistemler geliştirilmesi. ABD’nin bu sürece ve uluslararası tanınırlığa sahip Montreal C&I uyarınca SFM’nin uygulamaya konulmasına yönelik gelişime katılımı, 2003’te yayımlanan ve 2010’da güncellenen Ulusal Sürdürülebilir Ormanlar Raporu’nda bildirilmiştir. .
BM süreçleri dışında, PEFC ve FSC gibi bir dizi özel sektör orman sertifikasyon sistemleri de geliştirilmiştir. Bunlar, sertifikasyon sisteminin geliştirilmesine dahil olan belirli ilgileri daha iyi yansıtması için ve orman yönetimi birim seviyesindeki bağımsız inceleme için SFM C&I’nın uyarlanmasına devam etmektedir.